11 Aralık 2020 Cuma

morluklar, zavallı bacaklar ve hayalkırıklığı

Bir süredir kickboks'a gidiyorum.. şöyle stresimizi atalım bir iki çakalım millete diye başladım, ama hep dayak yiyen ben oldum.. vücudumun çeşitli yerlerinde morluklar, kızarıklıklar vs.. 16-17 yaşlarında genç kızlarla dolu ortalık, hepsi aşırı güçlü, çevik, esnek.. spor yapmaktan ziyade imrenmelerle geçiyor ders saati.. ah onun gibi ayırsam bacağı keşke, vah onun gibi tekme atabilsem kafaya, oy onun gibi hızlı hareket etsem derken bir bakıyorum ders bitmiş.. her şeyden öte gerçekten zerre esnek olmadığımı farkettim.. yıllarca spor yapıyorum, ama meğer tüm o yaptıklarım bir gram esnetememiş beni.. kazık gibi bacaklarım, yarım metre yukarıya ancak çıkabiliyor.. iki hoca iki yandan tutup bacağımı esnetmeye bile çalıştı, olmadı.. ağğğğhh tepkisi verebildim onlara en fazla.. güldüğüm şeyler de var, mesela hocanın sürekli "olacak olacak.." diyip yüzünde zerre inanmayan bir ifadeyle beni avutmaya çalışması.. gerçekten komik.. açık açık desene be adam "senden bir cacık olmaz git zumba yap sen" diye.. diyemiyor yazık, o da ekmeğinin peşinde.. 

yani sonuç olarak, yaşlı gözlerle el sallayıp uzaklaşacağım sanırım bu spordan.. çünkü harbiden bir umut yok.. bir de üstüne dayak yemeler var.. anam beni bunun için mi büyüttü ha, pis kickboks seni!


Hiç yorum yok: